Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum, Habertürk’te Fevzi Çakır ve Esra Toptaş’ın sorularını yanıtlıyor.
Kurum’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“SANDIK GÜNÜ HESAP GÜNÜDÜR”
Artık son üç gün. İnsanın nabzı hiç düşmez mi? Hiç düşmedi. Vatandaşımızla, esnafımızla buluştuk. Sürekli nabız hep yüksekte. İftar programından buraya geldik. Buradan da başka bir programa gideceğiz. Yaklaşık 90 gündür projelerimizi, hayallerimizi, hedeflerimizi anlatıyoruz. 4 gün sonra sandığa gideceğiz. Milletimiz inşallah 31 Mart günü iradesini yansıtacak. Sandık günü hesap günüdür. Burada vatandaşımız geleceği, şehri adına en iyi kimin yapacağına inanıyorsa o taraftan yana tavrını kullanacak. Vatandaşımızın takdiri başımızın üstünde. Bu süreçte yaşadığımız gibi 31 Mart’ı demokrasi şöleniyle yaşamak istiyoruz.
“HER YERDE BÜYÜK MOTİVASYON VAR”
31 Mart’ta milletimiz şunun kararını verecek; İstanbullular şu 5 yıllık süreçte yapılanları zaten takdir ediyorlar, iyi veya kötü. Sandığa gittiğinde de bu süreçten sonra deprem korkusu bu şehirden tamamen gündemden çıkarılacak adımlar atılsın mı atılmasın mı? Bir an önce İstanbul’da trafik çilesi bitsin diyerek kararını verecek. Herkesin mutlu yaşadığı, geleceğe güvenle baktığı, umut içerisinde yaşanılan İstanbul olsun diyoruz. Şehrin güzelliğinden herkesin mutlu huzurlu şekilde yaşayacağı İstanbul olması noktasında kararın verileceği gün olacak. İlk günlerdeki sevgi seli büyüyerek geldi. Her yerde büyük motivasyon var. Şimdi iftardan geliyorum. Rizeli kardeşlerimle hikayem var. 81 ilde, ilçede hizmetim var. Orada bir aidiyet bağımız kuruldu. Herkes beni hemşehrisi görüyor. Benim için mutluluk verici bir şey. İnşallah 31 Mart günü tüm İstanbul’un sevineceği bayramı İstanbul’a erkenden yaşatacağız inşallah.
“11 İLİMİZDE 180 BİN KONUTUN İNŞAATINI BAŞLATTIK”
Biz Bakanlık, genel müdürlük sürecinde sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu büyük ve güçlü Türkiye vizyonunu illerde yapmaya çalıştık. Sözümüzü unutmadık. Sözümüzü hatırlamayan tarafta olmadık. Milletin karşısına çıkıp da vaatleri hatırlamamak kadar kötü bir durum olmayacaktır diye düşünüyorum. Bize düşen görev vatandaşın taleplerini gidermektir. 550 ziyaret yaptık. Vatandaşımıza verdiğimiz sözü tuttuk. Hamdolsun bu motivasyonla buradayız. İstanbullu vatandaşlarımızın karşısına geçtiğinde ‘Ben bu işleri yaptım’ diyebiliyorum. 81 ilde 72 milyon metrekare yeşil alan kazandırmışız. 40 tane tarihi meydanın ihyasını yapmışız. Bursa, Bitlis, Sinop, Zonguldak, Erzurum, Konya, Edirne’de gidip bakın. Milletimize hizmet götürmüşüz. Sözü tutmak için çabalamış ve işin sonunda da bu sözleri tutmuşuz. Afetler olmuş. Demişiz ki ‘1 yıl içinde bu konutları teslim edeceğiz’ demişiz. Beraber üzülmüş, beraber ağlamışız, yeni hayatın resmini çizmişiz. Afetlerde yaşanan dram sonrasında vatandaşımıza sağlam, güvenli yaşam alanları sunmuşuz. 11 ilimizde 180 bin konutun inşaatını başlattık. Şimdi teslim ediliyor. Eser adamı olmak söz verdiği işleri gerçekleştirmek çok değerli. O yüzden sağlam adamların seçimi. Cumhurbaşkanımız da sağolsun böyle ifade etti.
“SAHA SEÇİMİN DİLİDİR”
Biz zaten hem genel müdürlük sürecinde İstanbul’da 9 sene görev yaptım. Ondan önce özel sektörde çalıştım. Bakanlık yaptığımız süreçte bir ayağımız İstanbul’daydı. İstanbul ve 39 ilçede hizmet ve eserlerimiz var. Bu manada zaten konuya hakimiz. Sorunlara çözüm önerilerimizi koyduk. Türkiye Yüzyılı’nda İstanbul lansmanımızda vatandaşımızın yaşadığı sorunlara ilişkin çözüm ortaya koyduk. Deprem, taksi, kültür, spor ve hepsine ilişkin vaat ortaya koyduk. Hepsine hocalarımızla, bilim insanlarımızla dahil oldum. Burada da zaten seçim sürecinde bize bunları hiç kimse sormadı. Eleştiremiyorlar çünkü biliyorlar ki, onlar da, CHP’li seçmene de sorsanız bunu söyler; Murat Kurum diyorsa yapar. Bir yerel seçime gidiyoruz. Vatandaşımız da bunu takdir edecektir. 31 Mart’ta tercihini bu yönde sahaya yansıtacaktır. Saha seçimin dilidir. Hep yaşadığımız süreçte vatandaşımızın ilgi, alakası, sevgisi. Size kızıyorsa bile sizi sevdiği ve değer verdiği içindir. Sahada gördüğümüz açık ara kazanacağımız. 31 Mart akşamı bize gönül veren kardeşlerimizle İstanbul’un sorunlarını çözmek için liyakatlı kadrolarla geliyoruz.
“SÖZ VERENLE SÖZÜNÜ TUTMAYANI VATANDAŞIMIZ AYIRACAK”
Manipüle edile anketler de var. Bunu doğru bulmuyorum. Bütün anket firmaları 14-28 Mayıs’ta farklı konuşuyorlardı. CHP’li yönetim ‘kazandık, öndeyiz’ diye manipülasyon yaptılar, yine de yapacaklardır. Son ana kadar orayı terk etmemeliyiz. Bunların algıdan başka milletimize sunacağı bir şey yok. Bunu vatandaşımız görüyor. Emin olun CHP’li, DEM’li, Yeniden Refahlı vatandaşlarımız da bunu söylüyor. Söz verenle sözünü tutmayanı vatandaşımız ayıracak. Biz de anket yaptırıyoruz. Bizim ölçümlerimize göre 1.7 farkla kazanacağız. Vatandaşımız değerlendirip sandığa gittiğimizde iradesini yansıtacak. Muhakkak kararsız seçmen olacak. Bazı kızan vatandaşlarımız var. Ama bize ama muhalif partilere. İşin sonunda evlatlarımız, İstanbul’un geleceği ve mutluluğu ise iradesini Cumhur İttifakı’ndan yana koyacağını düşünüyoruz. Kararsız seçmenimiz çok fazla değil gibi. Artık çok az kaldı. O noktada 4-5 puan diyebileceğimiz kararsız seçmenimiz var. Eşit dağıtanlar, farklı dağıtanlar var. Kararsız seçmene sorulduğunda fikirlere göre de analiz yapıp netice veriyor. Neticede 31 Mart akşamı inşallah kazanıyor ve İstanbul’a hizmet için geliyoruz.
“BİZİM MAL VARLIĞIMIZ DEĞİŞMEDİ”
Sayın Cumhurbaşkanımızın vatandaşla bir araya gelmesi için buluşmaları yaparız. Cuma ve Cumartesi günü bu tarz ilçe mitinglerimiz olacak. Arkadaşlarımız, teşkilatlarımız hazırlıyor. Anadolu ve Avrupa yakasında 6-7 ilçede inşallah mitinglerimiz olacak. Ekrem Bey’in mal varlığını izlemeye gösterdiği özeni İstanbul’da göstermediğini görüyoruz. Bir insan mal varlığını neden gizler ki? Mal varlığını vermeden önce farklı bir beyan. Sonra boğaza nazır villalar çıkıyor. Neden bir insan mal varlığını gizler. Şeffaf olacağız, haktan adaletten yana olacağız deyip sonra da bu konuda şeffaf olamıyorsanız dönüp aynaya bakmak lazım. Ben İstanbulluları 5 yıl kandırıyorum, kandırmaya devam edeceğim, yok öyle yağma! 31 Mart’ta bunun hesabını vatandaş bunun hesabını soracak. Biz şeffaf siyasetten yanayız. Herşey açık ve anlatılır olmalı. Varsa paran var. Niye gizlersin? Bu noktada biz 80 gündür sahadayız. Muhalif medya mal varlığınızı açıklayacak mısınız diyor. Açıklıyoruz zaten. Yine açıklarız, şeffaf şekilde vatandaşımıza duyurduk. 3-5 gün sonra mal varlığımız değişmedi. Birini alıp birine vermedik.
“HALA AYNI SİYASETE DEVAM EDİYORLAR”
İnsanlar samimiyet, dürüstlük, doğruluk arar. Siz bir şehre belediye başkanı seçiyorsunuz. Mal beyanında bile İstanbulluları kandıran belediye başkanı, mal beyanını gizlemek adına uğraşı sergileyen belediye başkanı aynı uğraşıyı İstanbul’un 5 yılına sergilemedi. Vaatlerini hatırlamıyorsun. Sürekli algı, bahane, dedikodu, oraya buraya laf yetiştirme. Yok topunuz gelin. Kimsenin sana geldiği yok. Hala aynı siyasete devam ediyorlar, milleti kandırmaya devam ediyorlar. Vatandaşımız doğru söyleyenle yalan söyleyeni ayırt etmeyecek mi? Vatandaşımız sonuçta kandırıldı. Kandırılmış bir seçmen sandıkta bunun cevabını verecek. Bir politikacıdan, devlet adamından ne beklersiniz? Kendi malını korumak için her türlü atraksiyonu yapacaksın, İstanbulluların malı CHP’yi dizayn etmek için kullanılacak, yok öyle! Burası babanızın çiftliği değil!
“İL BİNASINI ALMAYI BECEREMEDİLER”
Bir parti il binasını almayı beceremeyen partiden bahsediyoruz. Günlerdir kamuoyuna net bir açıklama yapamadılar. Kaynağı şuradan aldık vs. Altı üstü bir tane il binası alacaksınız. Sonuçta parti devlet yardımı alıyor. Alırsınız, faturalandırırsınız, tapuyu devredersiniz. Bakıyorsunuz, orada CHP’li belediye başkanına yakın isimler, parti binasında, biri oradan geliyor, biri oradan gidiyor. Saatlerce para sayıyorlar, balya balya kule yapıyorlar. Biri kule yapıyor, öbürü mal varlığını kaçırıyor. Biz deprem bölgesinde vatandaşımıza villa konforunda evler yaptık. Bunlar boğazda villa yapmakla meşguller kendilerine. Kayağa giden sen, CHP’yi bölmeye çalışıp İstanbul’un kaynaklarını harcayan sen, afette büyükelçilerle yemek yiyen sen, mal varlığını kaçıran, gizleyen sen, para kuleleriyle görüntülere çıkan senin ekibin, sonra da doğruluktan, dürüstlükten bahsedeceksiniz. ‘A öyle söylemişti, bu böyle söylemişti’.
“TAKDİRİ İSTANBULLULARA BIRAKIYORUZ”
Yok 17 bakan gelmiş, sen neden rahatsız oluyorsun? Devletin bütün bakanları liyakatlı arkadaşlarımız. Bugün de hepsi gelip ‘Ben Murat Kurum’u şurada tanıyorum’ diyor. Bu hakikati söylemelerinden niye rahatsız oluyorsunuz? Senin için de yol yürüdüğün arkadaşları sırtından hançerledi diyorlar. Arkadaşlarım düşüncelerini benim hakkımda paylaşmalarından niye rahatsız oluyorsun. Dava arkadaşım dediği, hatta sayın Kılıçdaroğlu aday olduğunda gözyaşları döküyordu. Ama o timsah gözyaşları. Şimdi görse yolunu değiştirir. Siyaset bu mu? Bu mu fedakarlık? Bu mu dostluk, dava arkadaşlığı? Vatandaşımız bunu net bir şekilde görüyor. Takdiri İstanbullulara bırakıyoruz. 31 Mart’ta doğru ve yalanı net bir şekilde ayırt edecektir.
“BU NOKTADA BU SAMİMİYET ÇOK ÖNEMLİ”
Şu an mevcut Yeniden Refah Partili yöneticiler söylüyor. Bizim siyasi ekibimiz rahmetli Erbakan hocamızın hayalleri için 81 ilde hizmet ediyor. O hayalleri bir bir gerçekleştirdik. Ayasofya’nın prangalarından kurtulması Erbakan hocamızın hayaliydi. Şimdi Yeniden Refahlı seçmen aynaya baktığında, oyunun kime yarayıp, yaramayacağını, CHP’li belediyecilik anlayışının ne olup olmadığını en iyi bilen seçmendir. Bugün CHP Genel Başkanı Kur’an kurslarına giden çocuklarımızı ortaçağ zihniyeti olarak ifade eden kişiliktir. Şehit cenazelerinde kahkahalar atan kimliktir. Kadınlarımızı hala ayrıştırmaya çalıştırıyorlar. Şimdi ‘ev kadınları AK Parti’ye oy veriyor, bunları kadın olarak değerlendirmemek lazım’ diyor. Sen kimsin ki bunun değerlendirmesini yapıyorsun. Ev kadınları kadın değil mi? Çürümüş bu zihniyet. Bedelli askerlik yapanların oyuna talip değiliz, diyor. Sen kimsin ki vatan sevgisini sorguluyorsun. Şimdi yine vatandaşı kandırmaya yönelik vaatler. Sen hep bu vaatleri verdin. Hatay, Adıyaman, İzmir’de verdiler. Yaşadığımız afetlerde kayağa gitmekten, selfi çektirmekten başka deprem bölgesine faydaları oldu mu? Bir konut onlar yaptırsaydı. İzmir’de bir konut Bayraklı’ya dikseydiniz. Elazığ, Malatya, Kahramanmaraş, Gaziantep’te sizde 500 konteyner kurun. Son güne kadar ben nasıl çalıştıysam sen de otur yemek dağıt, çadır kur. Bırakın orayı, İstanbul’daki selde yok. Bu noktada bu samimiyet çok çok önemli. Yeniden Refah Partili seçmenimiz de gittiğinde hayallerini gerçekleştiren siyasi iradenin Cumhur İttifakı iradesi olduğunu biliyor. Zaten Mayıs’ta birlikte hareket ettik. Yeniden Refahlı kardeşlerimiz bu iradeyi ülkenin geleceğiyle ilgili, Murat Kurum’dan yana net kararını ortaya koyacaktır.
“GÖRÜŞMEKTEN İMTİNA ETMEYİZ”
Bizde bir gerginlik yok. Her zaman herkesle görüşürüz. Görüşmekten imtina etmeyiz. Burada sadece liderler, yöneticiler bu işe karar vermiyor. Milletimizin de bir takdir yetkisi var. Lider vizyon ortaya koyar, projesini anlatır ama vatandaşımızın da sağduyusu var. İşin sonunda oyunun kime yarayıp, yaramayacağını takdir edecek seçmenimiz var. Her zaman milletimizin feraseti galip gelmiştir, yine gelecektir.
“ÜLKE NÜFUSUNUN YÜZDE 70’İ DEPREM BÖLGELERİNDE YAŞIYOR”
Anketler de bilim insanları da İstanbul’da olası deprem riskini ortaya koyuyorlar. Ülke nüfusunun yüzde 70’i deprem bölgelerinde yaşıyor. Gerçekten büyük acılar yaşadık. O acıları bir daha yaşamak istemiyoruz. Bilinçli olmalıyız, şehrimizi, ülkemizi depreme hazır hale getirmek zorundayız. Vatandaşımızın korkusunu gidermek asli görevimiz. Bu mesele milli güvenlik ve gelecek meselesi. Bazen herşey yapabilirsiniz, en güzel şeylere sahip olabilirsiniz ama deprem olduğunda hiçbir şeyin kıymeti yok. Herşeyiniz yok olabilir. Bunun örneklerini sayısız gördüm.
“HEP BİRLİKTE BU MÜCADELEYİ VERMEMİZ LAZIM”
Ailenizi kaybedeceksiniz, şehriniz yıkılacak ve bunu bile bile de çözüm ortaya koymayacaksınız. Şu an İBB yönetiminin yaptığı budur. En azından elinden gelen gayreti gösterirsin. Reklam bütçesine deprem bütçesinin iki katı harcayarak milleti kandıramazsın. Samimi isen bu konuda mücadele edersin. Vatandaşımıza maalesef verilen vaatler gerçekleşmemiş. 100 bin konut dönüştüreceğiz denmiş. 5 bin 489 konut yapılmış. Bu kadar mı? Hep birlikte bu mücadeleyi vermemiz lazım. Deprem hazırlığı, afetin yönetim süreci, yarın olursa ne olacak Allah göstermesin! Afete hazırlık süreci diğeri de kentsel dönüşümü dediğimiz kalıcı çözüm. Esenler’de 60 bin konut. Mimarisi, yeşil alanı, sosyal donatısıyla akıllı şehir uygulaması ilk defa yapıldı. Bunu yaptık vatandaşımıza teslim ettik. Aynı şey Zeytinburnu’nda var. Kartal’da bir bina kendiliğinden çökmüştü. Etrafında 1500 konutun dönüşümü yapıldı. Gaziosmanpaşa’da 7 bin konut yapmışız. Ferah mahallesinde konutlarımız bitmiş, vatandaşlarımız huzurla oturuyor. Bakın örneklerden bahsediyorum, vaat değil. Tozkoparan’da ne eylemler yaptılar. Gidin bir vatandaşımız desin ki ‘Burada rantsal dönüşüm yapıldı’ desin. Herkes dua ediyor. İstanbul’un hakkı bu. Bunu yapmak zorundayız. Şimdi bunu daha da güçlü şekilde yapacağız. 650 bin konutu dönüştüreceğiz. Bilim insanlarının tespiti bu. Burada 300 binini KİPTAŞ eliyle yapacağız. Her yıl 60 bin konut.
“İSTANBUL’UN GÜCÜ HER YERE YETER”
At sahibine göre kişner. Ata kimin bindiği önemli. Bunlar ne atla ne işle ne İstanbul’la ilgileniyor. Siz atınıza bakımını yaparsanız, liyakatlı kadrolarla çalışırsanız, otobüslerin bakımını yandaşlarınıza vermezsiniz, İstanbul’u rant olarak görmezseniz bu işler yapılır. Burada yapılmasına engel ne var? İstanbul’un kaynağı mı yok, parası mı yok? İstanbul’un gücü her yere yeter. Şimdi 300 bin konutu yarısı bizden yarısı büyükşehirden kampanyasını yapacağız. Vatandaşımızın plan ve projeleriyle ilgili sorunları var. İlçelerde ofisler kuracağız. Aynı binaları, otoparkıyla, orada asansörüyle, yeni yönetmeliklere uygun şekilde 700 bin hibe, 700 bin kredi desteği 100 bin lira taşınma yardımı vereceğiz. 5 yılda 300 bin konutu dönüştürüp bitireceğiz.
“5 YILDA 650 BİN KONUTU DÖNÜŞTÜRMÜŞ OLACAĞIZ”
Yeni yönetmelikten kaynaklı kayıplar var. O kayıplar verilince vatandaşımız zaten dönüşecek. Yeter ki ona destek olunsun. Ben olacağım orada planı koyarım, vatandaşın lehine iş yaparım, hadi engellesinler göreyim! Engellenseler davulla zurnayla duyururlardı. Bakırköy’de yüzde 25-30 artış vererek vatandaşımız kayıplarını giderecek. 100 bin konutu kiralık konut yapacağız. Bir taraftan dönüşüme girerken yeni konutları arz etmemiz lazım. Bu konutları vatandaşımıza kiralayacağız. Orada da kira fiyatlarını aşağı çekecek adımlar atmamız lazım. Bunları 5 yılda 650 bin konutu dönüştürmüş olacağız.
“BÜTÜNLEŞİK BİR AFET YÖNETİM PLANI SERGİLEYECEĞİZ”
Afete hazırlık kısmı da önemli, yönetimi önemli. Gayret gösterirseniz bir şekilde sorunu çözerseniz. Sorundan hiç kaçmadım. Sorunun üzerine gittim. Vatandaşımızı dinledim. Ne yapmamız gerektiğini uzmanlarla değerlendirdim. Çözmek isterseniz herşey çözülür. Bu noktada planlarımızı yaptık. 650 bin konutu dönüştüreceğiz dediğimizde bu işte yetkin arkadaşlarımız projeler çalıştılar. Perşembe günü 12.00’de 1 yıllık, 6 aylık eylem planlarımızı açıklayacağız. Bunlar hazır. 6 ay sonra İstanbulluların gündeminden birçok sorunu ortadan kaldıracağız. Bu iş ciddiyet, emek ister. İstanbullu gerçekten kırgın. Bu konuda bilim insanlarımızla görüştük. Naci Görür hocamızla da başka hocalarımızla da çalışacağız. Dinleyeceğiz. Karar vereceğiz, uygulayacağız. Beraber uygulayacağız. Afete hazırlık kısmı da çok çok önemli. Şehri olası afetlere hazırlamamız lazım. Bütünleşik bir afet yönetim planı sergileyeceğiz. Elazığ, Malatya’da 1 yılda teslim edeceğimiz dediğimizde o zaman da ‘edemezsiniz’ dediler. Antalya’nın köylerine söz verdik yaptık. Asrın felaketinde 180 bin konut başlatıldı, konutlar teslim ediliyor. Onların eleştirisi hep yapılamaz üzerine olduğu için. Sen ne yaptın? Ben öyle veya böyle bunları yaptığımı anlatıyorum. Sen çıkıp vatandaşın karşısına İstanbul’da deprem riskini şu kadar da olsa aşağı çekecek adım attım diyebiliyor musun? Seninle ilgili konuşulanlar ortada. Artık İstanbul yoruldu o işte.
“İSTANBUL’UN DİJİTAL İKİZİ İLE BİRLİKTE SİMÜLASYON YAPACAĞIZ”
Dijital şehir uygulamalarını her alanda kullanmak istiyoruz. Taksi, pazar, afet yönetimi, beyaz dijital masada. Haberleşme altyapısını gözden geçireceğiz. Afet esnasında o kadar önemli ki. İstanbul’daki afette haberleşme altyapısını gözden geçirmemiz lazım. Erken uyarı sistemi devreye girecek. Risk izleme olacak. Binalarımızda neresi en acil dönüşmesi gereken yer bunları izleyeceğiz. İstanbul’un dijital ikizi ile birlikte simülasyon yapacağız. Olası sel, yangın, afetlerde öncelikli yer nereleri ise buralardan başlayacağız. Burada yapay zekadan veri analitiğine kadar her şeyi kullanacağız. Toplanma alanlarıyla alakalı altyapıyı hazırlamamız lazım. 39 ilçede tam donanımlı toplanma alanlarının inşasını yapacağız. Trafiği de düşüneceğiz, yeşil alanı, otopark sorununu düşüneceğiz. Kreş, çocuklarımızın, gençlerimizin dinlenme alanları olarak hizmet verirken afet esnasında mutfak, yemekhane, revir olacak. Burada güneş enerjisi ve suyuyla herşeyin hazır olması lazım.
“6 SAAT İÇİNDE 2 MİLYON KİŞİYE ÇADIR KURABİLECEĞİZ”
Siz Bakırköy’de oturuyorsunuz. En yakın toplanma alanını bileceksiniz, afet çantası ile o alana gideceksiniz. 6 saat içinde 2 milyon kişiye çadır kurabileceğiz. Vatandaşımız konteyner ve geçici yaşam alanlarıyla bu hizmetleri alabilecek. Bunların hepsini İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan koordine edeceğiz. Burada afet yönetim merkezini kuruyoruz. Buranın deniz, hava ulaşımı var. Hastanemiz var. Bunların hepsi vatandaşımıza hizmet verecek. Toplanma birimi iken normal zamanda millet bahçesi olacak. Burada tek merkezden 39 ilçemizin yönetimini yapacağız. Deprem esnasında vatandaşa ne götüreceksiniz? İaşe, barınma, tedavi hizmetleri. İstanbul’da şu anda tek lojistik merkezi var. Rahmetli Kadir abi zamanında yapılan lojistik. Bayrampaşa Hali’nde çatıdan su akıyor. Bakan yok. Hal 1986 yapımı. Deprem riski var bu halin. Allah göstermesin olası afette biz gıda ihtiyacını o hale bir şey olursa bu hizmetleri nasıl vereceğiz?
“LOJİSTİK MERKEZLERİMİZİ 7’YE ÇIKARACAĞIZ”
Lojistik merkezlerimizi 7’ye çıkaracağız. Bayrampaşa Hali’ni yerinde dönüştüreceğiz. 571 esnafımız var. Onlara söz verdim 1 Nisan’da inşallah Saraçhane’ye gelecekler. El ele verip dönüşümü yapacağız. Afet esnasında vatandaşımıza bu hizmeti vermemiz lazım. Orada soğuk hava depomuzun olması lazım. Afete müdahale merkezlerimiz olacak. Her ilçeye hızlı erişim sağlamamız lazım.
“50 TANE YENİ İTFAİYE İSTASYONU EKLEYECEĞİZ”
İtfaiye istasyonu eksik. 50 tane yeni itfaiye istasyonu ekleyeceğiz. Tedbiri almayan bir yönetim sandıkta nasıl olacak da milletin iradesine, teveccühüne mazhar olacak? Afete müdahale kapasitesini artıracağız. Afetlerdeki ulaşım, oradaki yardım sürecini daha kısa zamanda yapacağız ve hem de her yere yetişeceğiz. Helikopter pistleri o kadar önemli ki. Burada normal zamanlarda mahalle yaşam merkezi. Afet esnasında hemen helikopter pisti vazifesi görecek. Altyapıyla birlikte vatandaşlarımız hizmetleri alabilecek.
“AFET FARKINDALIK AKADEMİSİ KURACAĞIZ”
Her eve afet çantası vermemiz lazım. Farkındalığı artıracağız. Afet farkındalık akademisi kuracağız. Vatandaş afet esnasında ne yapması gerektiğini öğrenecek. Milli Eğitim Bakanlığımızla çalışıp bunu İstanbul’da belki de müfredata koymamız lazım. Bütüncül planıyla afet yolları, hastaneleriyle, afet konaklama merkeziyle. Bugün hasta yakınları konaklayacak, yarın deprem esnasında sağlık çalışanlarımızın bir yerde kalması gerekiyor değil mi? Bizim yeni yaptığmız hastanelerde deprem güvenliği var. Elazığ’da şehir hastanemize hiçbir şey olmadı. Bütünleşik afet yönetimini İstanbul’da sergileyeceğiz. Yeni acil durum hastanesi kuracağız. Pendik ve Arnavutköy’de lojistik merkezlerin birbirine bağlandığı yer olacak. İş yapacağız çünkü milletimiz bizden bunu bekliyor.